1862’de İstanbul’da doğan Fatma Aliye, edebiyatımızda ilk kez çeviri yapan kadın, ilk kadın romancımız, ilk kadın felsefecimiz, kadın-erkek eşitliğinden ilk kez bahseden, ilk kez monografisi yazılan yazarımızdır. Ünlü devlet adamı tarihçi, hukuk bilgini Ahmet Cevdet Paşa’nın kızıdır.
Eserleri İngilizce, Fransızca ve Arapçaya çevrildi.
İlk olarak kadın haklarını yazdıklarıyla savunan, dönemin koşulları dikkate alındığında düşüncelerini son derece cesurca ortaya koyan bir yazardır.
Kadın ve erkeğin eşit eğitim olanaklarından yararlanması, çok eşliliğe karşı çıkması, kadınların evlilik ve boşanmada söz hakkının olması konularında makaleler yazmış, tartışmalara girmiştir.
İlk kadın cemiyetinin kurulmasına, şehit aileleri ve gazilere yardım toplanmasına konuşmalarıyla destek olmuştur. Kızılay Derneği’nin ilk kadın üyesidir.
Eserleri XX. Yüzyılın başında Chicago’da sergilenen ilk kadın yazarımızdır. Osmanlı aile yapısını yabancı gezginlerin hanımlarına tanıtan röportajlar yapmıştır.
Yabancı ülkelerde Fransızca bilen bir Türk kızı olarak bulunmuş, ailesini onurlandırmıştır.
Ailevi nedenlerle altmış yaşlarına doğru yazı hayatından ve toplumsal yaşamdan uzaklaşmış, 1936 yılında vefat etmiştir....
Çağdaş Türk Yazarları; 128 sayfa, 2. hamur ,
ISBN: 9786051277196
Etiket 17,00 TL, ciniusyayinlari.com'da 16,15 TL
(%5 indirim 0,85 TL)
Sait Faik, görkemli bir bibliyografyaya rağmen hiçbir zaman kendi biyografisini yazmadı. Ancak bu büyük bibliyografya, yani yazarın eserlerinin toplamı, belki de Faik’in en büyük biyografisini meydana getirmektedir. Zira her bir öyküsünde yaşamından ufak bir kesit, özel hayatına dair ilginç bir iz bulmak olanaklıdır. Bu ana fikirden yola çıkan usta biyografi yazarı ve araştırmacı Güven Taneri Uluköse Sait Faik'in bütün çalışmalarını tarayarak yazara çağdaş bir bakış açısıyla ayna tuttu. Hem yaşamının, hem çalışmalarının, hem de yaşadığı dönemin atmosferinin güzel bir panoramasını çizen Uluköse, çağdaş kültürel birikimimizin en büyük isimlerinden biri olan Sait Faik’i bir kez daha, yaşamından kesitlerle, karşımıza çıkıyor. Özellikle de yazarın 60. ölüm yıldönümünde bu biyografiyle Türk okurunun karşısına çıkmak, bize ayrı bir mutluluk yaşatmakta....
Sistemli ve sağlam bir şekilde belgelenen ilim tarihinin dayandığı en kuvvetli zemin, alimlerin hayatı ve eserleridir. Peşin hükümlerden arındırılmış, derli toplu bir matematik tarihinin yazılabilmesgi için; sağlam ölçülere göre hazırlanmış metinler matematikçilerin buluş ve görüşlerine dayanmalıdır. Matematik tarihi hiçbir zaman bir doktrin davası veya bir dünya görüşü olarak ele alınmamıştır. Klasik okul kitaplarında; Tales, Phisagor, Euclides, Menelaus, Galois gibi matematikçilerin kendi isimleriyle anılan teorem ve denklemlerin özellikleri, nasıl çözüldükleri vardır. Matematikçilerin ilmi görüşlerini açıklayan bir matematik tarihi yazmak, matematikçilerin hayatını ve eserlerini incelemekten başka bir uğraş olmalıdır. Seçkin bir saygınlık kazanmış matematikçiler arasından seçme yapmak ve bunlara ait yaratıcı nedenleri araştırmak, özel hayatlarını, ruh hallerini bilmek, çalışmanın birinci hareket noktasıdır. ...