Cinius Yayınları yayın hayatına geçtiğinden beri, belki fark etmişsinizdir, aynı işi yaptığını iddia eden sayısız yeni “yayınevi” türedi. Tırnak içine alıyoruz, çünkü yayıncılık arkasında büyük bir birikim ve deneyimin olduğu bir sektördür; bütün dünyada geçerli olan belirli kuralları ve gelenekleri vardır. Ancak bunları bilen ve bunlara bağlı kalan kurumlar gerçek birer yayınevidir. Siz de kitabınızın bu geleneğe sadık, yayıncılığın kurallarını iyi bilen ve eserinize hakkını verebilecek bir yerden çıkmasını isteyeceksinizdir doğal olarak.

Kitabın matbaada basımı, yayıncılık denilen sürecin sadece küçük bir parçasıdır. Cinius Yayınları neredeyse 50 yıllık bir birikimle bu piyasada bulunan, kitapçıların olduğu kadar gazetelerin, dergilerin ve başka yazarların da takip ettiği köklü bir yayın kurumunun bir yan kuruluşudur. Bunun yanısıra internetin en eski ve şu anda en büyük üç kitabevinden biri olan NetKitap ile stratejik ortaklığı vardır. Cinius Yayınları'nda kitapları baskıya hazırlayan ekip, bugüne kadar Türkiye'nin en büyük yayınevlerinde onlarca kitabı baskıya hazırlamış, deneyimli bir ekiptir.

Cinius Yayınları profesyonel işleyen bir kurumdur. Biz de başka herhangi bir yayınevi gibi serbest piyasanın doğası gereği olan rekabetin içindeyiz. En iyi hizmeti, en ucuz fiyata ve en çabuk şekilde sunmaya çalışıyoruz. Ancak bunu, işin özünü, yani bir yayınevi için olmazsa olmazları göz ardı etmeden yapmaya özen gösteriyoruz. Bir kitap hazırlamak için belirli bir süre ve belirli maliyetleri şark koşar. Kartvizit basan bir matbaada da pekala kitap üretilebilir; ozalitçide de kapak tasarlanabilir, bir öğrenciye de editörlük yaptırılabilir ve bütün bunların sonunda iki haftada ortaya bir "kitap" çıkartılabilir. Biz 300 sayfalık bir kitabı bir ayda hazırlayabildiğimizi iddia etmiyoruz, bu, herşeyden önce, o kitaba gereken vakti ayırmadığımız anlamına gelir çünkü. Bunun sonucu da mutlaka kitaba yansır.

* * *

Destekli Kişisel Yayıncılık dediğimiz ve Cinius Yayınları'nın Türkiye'de ilk defa profesyonel anlamda uygulamaya koyduğu yayıncılık türü, klasik yayınevlerinin basmaya cesaret edemediği ya da maliyetini çıkarmayacağını düşündüğü ya da yayın programlarına uymadığı gerekçesiyle basmayı reddettiği kitaplar için yeni bir yayınlanma yöntemidir. Buna ek olarak özellikle bütün ipleri kendi ellerinde tutmak isteyen yazarların tercih ettikleri bir yayıncılık türüdür. Uygulama klasik yayınevinden farklıdır ama kitabın okurun karşısına çıkma şekli ve kalitesinde hiçbir fark yoktur. Destekli Kişisel Yayıncılığın en temel farkı, kitabın maliyetini sizin karşılamanızdadır. Buna bağlı olarak yayınlanmanın her aşamasında söz hakkına sahip olursunuz ve kitabınızın satışından elde edilen tüm gelir de dağıtım şirketinin belirlediği iskonto düşüldükten sonra size kalır. Yani bir anlamda siz kitabınızın yayıncısı olmuş olursunuz. Başarısı da başarısızlığı da size döner. Kitabın iyi satması durumunda çok kârlı bir deneyim de olabilir (bunun örnekleri yayınlarımız arasında mevcut), kitabınızın satmaması durumunda ise ticari anlamda zarara da neden olabilir (bunun da örnekleri var). İşin ticari kısmı bir yana, kitabın satış başarısı ne olursa olsun, kitabınız yayınlandıktan sonra binlerce insanın düşünü kurduğu bir şeyi gerçekleştirmiş ve profesyonel anlamda bir yazar olursunuz.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir faktör bu şekilde yayıncılık yapmayı "kolay para" olarak gören bazı uyanık girişimcilerdir. Aslında yayıncılık konusunda herhangi bir geçmişi ya da deneyimi olmayan kurum ve kişiler, özellikle son zamanlarda internette birer birer ortaya çıkmaya başladı ve "kitabınızı yayınlayabileceklerini" söylüyorlar. Tanımadığınız bir yayınevine kitabınızı götürürken mutlaka kitabınızı teslim ettiğiniz yayınevinin piyasadaki itibarını ve tanınmışlığını sorgulayın. Mümkünse yayınevine gidin, bürolarını görün, yayınladıkları başka kitapları görmek isteyin. Kitabınızı bir editöre vereceklerini söylüyorlarsa, editörle mutlaka tanışın. Kitabın kapağını bir tasarımcı yapacaksa, tasarımcıyla görüşün ve ne tür bir kapak istediğinizi doğrudan ona anlatın. Bu işe para yatırıyorsanız bütün bunları talep etmek hakkınızdır. Medyada o yayınevinden çıkmış kitaplar hakkında haberler çıkmış mı, araştırın. Size çok ucuz bir fiyata, kitabınızı iki günde basabileceklerini söyleyenlere inanmayın. Basarlar basmasına (kitabın matbaada basılması iki günlük bir iştir teknik olarak) ama kitabınız hiçbir şekilde yayınlanmış olmaz.

Yayıncılık nedir peki? Gerçek bir yayınevi, yayınladığı her kitap için tasarımcılarından, editörlerine kadar birçok farklı alana yatırım yapmak zorundadır. Dağıtım ağıyla özel anlaşmalar yapar, kesintisiz olarak bültenler ve duyurular gönderir, kitabevleriyle "samimi" ilişkiler kurar ve en önemlisi basın camiasında iyi ilişkileri vardır. Bütün bunlar sayesinde yayınladığı kitabı sürekli ulaşılabilir tutmayı başarır. Gerçek bir yayınevi haftanın en az altı günü ulaşılabilir olmalıdır (bir bürosu bile olmayan sözde "yayınevleri" olduğunu gördük), kitabı isteyen kitabevlerine, dağıtımcılara, basın kuruluşlarına kitabı gecikmeksizin gönderebilmelidir. Yayıncılık ciddi bir iştir, organizasyon, profesyonellik ve süreklilik gerektirir. Cinius Yayınları olarak biz de istisna değiliz. Kitaplarımızın kapaklarında yer alan tüm resimler, ilgili ajans ve kişilere ücretleri ödendikten sonra ve gerekli anlaşmalar yapıldıktan sonra kitapların üzerinde kullanılmaktadır; çalıştığımız editörler daha önce Türkiye'nin en büyük yayınevlerinde çalışmış deneyimli editörlerdir ve bir kitabın ne şekilde piyasaya sürülmesi gerektiğini iyi bilmektedirler. Her kitabın bir editörü, bir tasarımcısı ve bir dağıtım ekibi bulunur. Biri, diğerinin işini yapmaz. Kitaplarımızı hazırlayan sanatçılar birer grafiker değil, birer "kitap tasarımcısıdır"lar.

En az bunlar kadar önemli bir diğer faktör vardır: itibar. Yayın dünyasında hiç tanınmayan ya da daha kötüsü; kurnazlığı, fırsatçılığı ve dolandırıcılığıyla öne çıkmış bir yayınevinden kitabınız çıkarsa, bu sadece kitabınıza değil, size de uzun vadede ciddi zararlar verir. Bir dahaki kitabınızda iyi bir yayınevi bulmakta zorlanırsınız. Dolayısıyla çalışacağınız yayınevinin geçmişini, piyasadaki itibarını ve dağıtım gücünü mutlaka sorgulayın.

Dolandırılmanın çeşitli yolları vardır. Kitabınızı "yayınevi" adı altında çalışan ama aslında sadece tanıdığı ucuz bir matbaa olduğu için bu işe girişen bir kişi ya da kuruma teslim ederseniz sonradan çok üzülebilirsiniz. Aynı şekilde "klasik" yayınevi gibi görünen ama ofislerine girdikten sonra gerçeğin öyle olmadığını öğreneceğiniz, aslında yine de sizden maliyet sizin karşalamanızı isteyen kitaplar üreten bir yayınevinden çıkmak da size hakkettiğiniz mutluluğu yaşatmayacaktır. Genel okur kitlesi bilmese de. yayın dünyası bu yayınevlerini iyi bilir ve onlardan çıkan kitaplara fazla itibar göstermez. Çünkü hiçbir şey gösterildiği gibi değildir. Bize her hafta sayısız telefon geliyor... "Şu şu yayınevinden kitabım çıktı ama kitabımı hiçbir yerde bulamıyorum," diyenler oluyor. "10.000 bastıklarını söylüyorlar, ama nerede bu 10.000 kitap?" diye soruyorlar (bugün Türkiye'de ortalamanın üstünde satan kitapların baskı sayısı 3000 adedi geçmez. Tükendiğinde tekrar basılır.) Ve en üzücüsü, yazardan kitap bastırmanın maliyetini aldıktan sonra, yazara kitap satsa bile herhangi bir geri ödeme yapmayanlar var. "Bütün bunları, kitap yazmış biri nereden bilecek?" diye sorabilirsiniz pekala. Yanıtı da "Bilmeli, yoksa yılların emeğini ve birikimini bir anda heba etmiş olabilir," olur..

Özellikle Amerika'da Destekli Kişisel Yayıncılık denilen olgu son yıllarda büyük kitabevi zincirleri, online kitapçılar ve klasik yayınevlerince desteklenen bir yayıncılık türüdür ve yayıncılık pastasının önemli bir dilime sahiptir. İşin içinde yazardan ücret almak olduğu için de etik değerlerin çok ciddiye alındığı ve ön planda tutulduğu bir yayıncılık türüdür. Biz bu bilinçle yayıncılık yapıyoruz. Bir kitap dosyasının bilgisayarlarımıza girişinden, matbaadan çıkışına kadar süreçte hep "en iyisini" elde etmek için çalışıyoruz. Bazen iyi hazırlanmış bir kitabın önündeki en büyük engel yazarın kendisi olabiliyor. Yazarın, kitabın editöryel okuması ya da tasarımıyla ilgili yanlış bir konuda direttiğini ve bu yüzden farkında olmadan kitaba zarar verebileceğini düşündüğümüzde, yazarı ikna etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bütün bunları sadece sizin için değil, bizim geleceğimiz ve saygınlığımız için de yapıyoruz. İster akademik bir kitap olsun, ister roman ya da şiir kitabı her kitabın doğru adımlar atıldığında "kusursuz" bir eser olabileceğini biliyoruz. Piyasadaki adımızı bu sayede koruyoruz..

Ve en temelde şuna inanıyoruz: Yazardan kaliteli bir kitap yazmasını beklemek kitaba para ödeyen her okurun en doğal hakkıdır. Yazarken gösterdiği özeni, bu defa kitabı yayınlayan ve pazarlayan yayınevinin göstermesini beklemek de her yazarın en doğal hakkıdır.