Pınar, sularını sevgiyle akıtır. Suyunu herkes ve her şeyle paylaşır. İnsanlar, bitkiler, hayvanlar ve toprak hepsi pınarın suyundan faydalanır. Canlılar suyla yaşar, toprak suyla yeşerir. İnsanlar bu pınardan neden ders almazlar? Neden iyilik pınarlarını herkese akıtmazlar? Niçin paylaşmasını bilmezler; didişir dururlar? Kalplerden sevgi suyu çekilirse dünyamız yaşanmaz hale dönüşür. Şiirlerde sevgiyi, saygıyı, vefayı, insanlığı, yardımlaşmayı, dayanışmayı ve barışı bulacaksınız. Kaybolmaya yüz tutmuş değerlerimizi yeniden canlandırmak isteyeceksiniz. Bu kitabı başucunuza koyunuz; canınız sıkıldıkça şiirlerden okuyunuz. Kitabı okudukça sevgi pınarlarınızın coştuğunu hissedeceksiniz. ...
Sevgi gücünün aşmayacağı engel yoktur. Ailede, okulda, iş yerinde, mahallede, köyde, her yerde sevgi harcına muhtacız. Kalplerimize sevgi ağacını dikersek hayatımız iyilik meyveleriyle dolacaktır. Sosyal çözülmenin yerini sosyal bütünleşme alacaktır. Düşmanlıkların yerini dostluklar alacaktır. Kitaptaki öykülerde anne sevgisinin gücünü, sevginin toplumda sağladığı dayanışmayı, yardımlaşmayı, kardeşliği, kaynaşmayı göreceksiniz. İnsan ve çevre sevgisini bulacaksınız. Okudukça insanları, bitkileri, hayvanları daha çok seveceksiniz. Kirlettiğimiz dünyayı sevgiyle tekrar temizleme isteğiyle dolacaksınız. Ayrıca ‘Çığlık’ başlıklı öyküde 17 Ağustos 1999 depreminde yaşananları okuyacaksınız ve olası bir depremde gereken tedbirleri düşüneceksiniz. ‘Gurbet Öyküleri’nde gurbetçilerin sancılarını, ‘Tekerlekli Sandalye’de engellilerin sıkıntılarını bulacaksınız. Unutmayalım ki sevgi eken sevgi biçer; iyilik eken iyilik biçer. Bu kitabı okuyan tekrar okumak isteyecektir.