Severek yaşamak varken, neden anlamsız savaşlar çıkar? Neden kahkaha atılan evlere hüzün dolar? Altı Eylül'de eli sopalı adamlar, İstanbul'da Rumların neşeleri pencerelerinden taşan evlerine, iş yerlerine saldırır Dionis Efendi kilisede kırılan cam parçalarının, yerlere savrulan mumların arasında, karşı konulmaz üzüntüler yaşar: "Ben Arnavut kaldırımlı sokağın küçük bir taşıyım. Ama her sokakta varım. İstanbul bir masa, ben o masanın örtüsü, zeytini, bir mezesiyim..." ... "Keşke birbirine dalaşanlar, ufak hesapların savaşını verenler, sevdanın yetmiş yaşlarında bulduğu saz grubu Ağustos Böcekleri gibi hayatın mutluluk alınacak yanlarını görebilseler. Ve hüsran yüreklerine düşünce, onlar aralarında dertleşirler: “Şu dünyayı kendimiz için yaşayıp, hiç bu kadar güzel görmemiştik" ... Mutluluğun aldatmacalı yanını yakalayan Kamil'in duygularında, bahar çiçekleri açar. Sıkıntılarını, hırıltılı nefesine karışan sözleri açığa vurur: "Bu kadının hülyalarımda yaşattığım kadın olmadığını, bilmediğimi mi sanıyorsun? Bir kandırmacanın içinde geçen günler, beni mesut etti" ... Ne kadar dertsiz de olsanız, günün birinde işiniz devlet dairelerine düşer. Ve dilekçeler elde, ağızlarda sabır duaları, vücutlar yorgun, gözler bezgin, kapı kapı dolaşmaktan başka çare kalmaz......
Çağdaş Türk Yazarları; 234 sayfa, 2. hamur ,
ISBN: 978-605-5618-01-8
Etiket 15,00 TL, ciniusyayinlari.com'da 14,25 TL
(%5 indirim 0,75 TL)
Roman Cumhuriyete sevgisizliklerini içlerinde gizli tutanların, ellerine yetki geçince, acımasızlıkların anlatır. Hayatı Kabare sahnesi içinde gören Bay Mimar’ın üzerine çamur atılır. Yolu tarifsiz üzüntüleri içinde Paşakapısı Cezaevi’ne ulaşır. Ama yaşamak, sadece kahırlarla dolma değildir. İnsanların en muhteşem yanı, zor şartlarında, coşkuları içinde duygularını, göz yaşları içinde sıkıntılarını paylaşabilmeleridir. Ve bir mahpushanenin iki ranzalık odasını, “Büyük Karantina Loca Gazinosu” yapan adamların gönüllerinden taşan sevgilerini ne demir parmaklıklar, ne de boyu yüksek duvarlar mâni olabilir. Onları insan yapan, oturulan makamlar olmayıp, gönüllerini orta yere koymaları, Karantina Locasında heyecanlarına, tutkularına, hülyalarına tutunabilmeleridir. Bay Mimar rüşvet almadığını ispat etmek için rüşvet verirken, düzenine bir anlam veremediği dünyayı, siyah beyaz misali tezatlar güzelleştirir: Fıkraların süslediği show programlarında bir mahpushanenin karantina locası, Büyük Gazino olur. Bir mimar başına iki bin yıl ceza kesilmiş bir mahkumla karşılıksız bir dostluk kurar. Ve göz yaşları, kahkahalarla gelip geçen hayatta, her şartın içinde severek, paylaşarak, gülerek yaşamanın fazileti orta yere konur......
Çağdaş Türk Yazarları; 240 sayfa, 2. hamur ,
ISBN: 9789944126694
Etiket 21,00 TL, ciniusyayinlari.com'da 19,95 TL
(%5 indirim 1,05 TL)