Çocuk yaşlarda üzerinde yaşadığı alemi anlamak için derin bir meraka kapılan Yunus, kendisine ve çevresindekilere daha o zamanlar: “Yerin sonunda ne var? Gençlik kaç yaşında biter? Ölümden sonra ne var?” gibi soruları sormaya başladı. Bu eserse, bu merakın da ötesinde onun alemin muhtevasındaki yığınla şeyi anlamaya çalışması payanında yıllara yayılan bir süreç içerisinde meydana geldi.
Yunus, sadece bir kitap yazmakla kalmadı ve kelamda yelpaze -beş ve üzeri mana- yöntemini uyguladı, kurallarını koydu, yeni bir yol açtı ve bu yöntemi uyguladığı bir kelama dokuz mana yükledi. Dinsel, felsefi ve sanatsal açıdan manalar çıkarılabilecek bu emsalsiz eseri okumak aynı zamanda bütün bir alemin özetini okumak olacaktır.
Kitabın kültürel bir öğe olması ve bu öğelerden birçoğuna bu eserde değinildiğinden dolayı eser bir ne “Kültür Ülkesi’’dir. Öyle ki bu kitap, üç yıllık periyot içinde çeşitli kitaplara dair yazılan metinler entegrasyonudur. Bu ve buna emsal çalışmaların, eserlerin bir ana düşüncesinin olması gerektiği düşünülebilir. Şayet böyle bir düşünce söz konusu olursa, doğaldır. Bu eser, bir bireyin okuduğu kitaplardan nasıl istifade edebildiğini göstermek için kaleme alındı. Bu çaba, kitabın önemini vurgulamak içindir. Kitabın özü yazı olduğu için dolaylı olarak da yazıyı savunan bu eser, bir bakıma Platon’un yazı tekniğini insan belleği için dış tehlike olarak gören görüşüne antitezdir.