Bilgeye, ne biliyorsun? diye sormuşlar. -İlk olarak kendimi, ikinci olarak da kendimin dışında olanları biliyorum demiş. Sormaya devam etmişler; +Bunları nasıl biliyorsun? -Elbette ki bilinç ile +Ne zaman biliyorsun bunları? -Sadece yaşadığım an içerisinde. +Peki, hem kendinin hem de kendinin dışında olanların var olduğundan nasıl emin olabiliyor sun? -Dönüşme ve dönüştürme kuvvetlerini gözlemleyerek. +Peki, bilgilerinin doğru olduğundan nasıl emin olabiliyorsun? -Bilgilerimin işe yarayıp yaramadığını takip ederek. +Bunları ne kadar açıklayabiliyorsun? -Elbette ki belleğimdeki kavram ve kelimeler kadar. Bilge gibi, bilgisiz bir insan da sadece ya kendinde ya da kendinin dışında olanları bilebilir. Çünkü var olan tüm bilgi ya kişinin kendisiyle ya da kendisinin dışında olanlarla ilgilidir. Yani tüm konuları ve tüm bilgileri içeren yanlızca bir konu başlığı vardır; BEN ve BEN’in Dışındakiler. BEN ve BEN’in Dışındakilerin ne olduğunu ve kavramlarını bilmek, Nedir? sorusunu sormakla olur ve bu, topyekün aydınlanmayı sağlar.
Sevgili okurlar; Deli sultan ile Çeribaşı arasında yaşanan çelişkili bir aşk hikayesini anlatıp, devamında bu hikayeyi irdeleyip, yorumladım. Sizin görüşlerinize müdahale etmeden; dert, dilekler, tesadüf, delilik ve intihar hakkında çıkarımlar ve tespitlerde bulundum. Evren ile insanı karşılaştırıp, hangisinin büyük olduğuna değindim ve “Her insan kendi Tanrı’sına mı dua eder?” sorusuna cevap vermeye çalıştım. Meraklısını da kitabın son bölümüne kavramlar hakkındaki felsefi manifestoyu ekledim. Şimdiden teşekkür eder, keyifli okumalar dilerim. ...