Tecessüs sıra dışı bir dedektif; sadece yerli veya uluslararası emniyet teşkilatlarının daveti ile önemli cinayet dosyalarını üstleniyor. Gerçek adı da dahil, kendisi hakkında çok az şey biliniyor. Ona göre her cinayet mükemmeldir; cinayet, insanın avcılık toplayıcılık dönemlerinden kalan ve baskıladığı bir ilkel güdüsüdür; her insan doğuştan az veya çok cani ruhludur ama çok az insan cinayet dedektifi yeteneklerine sahiptir. Tecessüs, kendisine verilen vakayı bir haftada çözer; yakaladığı katilin ayak serçe parmağını keser ve dondurarak koleksiyonuna ekler. O, klasik dedektifler tarihinin modern versiyonudur.
...Buğulu gözlerle bana bakarken kırlangıç buğulamamızı yiyorduk. Elbette hatırlamıştım, o zaman da ders çalışma bahanesiyle aynı sırada oturmak isterdi, yine böyle buğulu bakardı. Aslında Cihangir’de yaşadığını ama nostalji amaçlı aldığı Arnavutköy’deki dairesinde de haftanın en az bir günü kaldığını söyledi. “Kahvelerimizi evde içelim, eminim dairem sana çok şey anımsatacak, sürpriz olsun.” Aklım hâlâ bulanıktı ama teklifi reddetmem de Tecessüs’e yakışan bir davranış olmazdı… ...
Çağdaş Türk Yazarları; 172 sayfa, 2. hamur ,
ISBN: 9786257072021
Etiket 27,00 TL, ciniusyayinlari.com'da 16,20 TL
(%40 indirim 10,80 TL)
1962 Arnavutköy doğumlu. Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. 1986-2007 yılları arasında bankacılık yaptı. İstanbul, Bahreyn, İrlanda, Almanya ve Hollanda’da çalıştı. Kariyerini bitirdikten sonra ailesi ile Datça’ya yerleşti ve on senedir orada yaşıyor.
Okuyor, yazıyor, sosyal sorumluluk projelerinde görev alıyor, balık tutuyor.
Çok yağmurlu bir Ekim günüydü, arabanın radyosunda cızırtılar olduğu için sahildeki Altınbalık Restoran’ın yanında durup öğlen haberlerini dinleyen bankacı komşumuz Şayegan teyze “Kalem kırmak ne manaya gelir?” diye sorduğunda cevap alamamıştım. Akşam baba, o gün verilen üç idam kararı nedeniyle, hakimlerin imzaladıkları idam cezalarından sonra tekrar böyle bir karar vermemek için kalemlerini kırdıklarını anlatmış ama ikna olmamıştım. Kalemlerini önce kırsalar idam cezası imzalamak zorunda kalmazlar diye fikir yürüttüğümü hatırlıyorum. ...
1962 Arnavutköy doğumlu. Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. 1986-2007 yılları arasında bankacılık yaptı. İstanbul, Bahreyn, İrlanda, Almanya ve Hollanda’da çalıştı. Kariyerine son verdikten sonra ailesi ile birlikte Datça’ya yerleşti ve on bir senedir orada yaşıyor. Okuyor, yazıyor, sosyal sorumluluk projelerinde görev alıyor, balık tutuyor. İlk kitabı İzle-yorum 1, 2016’da; İzle-yorum 2, 2017 yılında yayınlandı.
“Kedilerin boş vakti yoktur bu yüzden kedilerin canı sıkılmaz. Ağaçların, balıkların, böceklerin olmadığı gibi insanların da normal şartlarda boş vakti yoktur, şehir düzeni adına icat edilmiş işlerle uğraşa uğraşa sağlıklı düşünce yapısından uzaklaşmışlardır; böylece kafalarında yarattıkları boş vakit ve buna bağlı can sıkıntısı canavarlarına mahkum olmuşlardır. Uykumuzu, cinselliğimizi, beslenmemizi, rüyalarımızı erteleyebiliyor olsak da iptal edebiliyor muyuz? Bunları boş vakitlerimizde mi yapıyoruz veya bunları yaparken canımız sıkılıyor mu?’’ ...