Her kitap içinde barındırdığı çalkantılarlaörülü bir sentezin ürünüdür. Neyin ne olduğunu gözleyen eleştirmen olarak da son kararı okuyucu verir. Bir de yazılanlar ilgi çekiyor ve tartışılıyorsa işte o zaman diriliğini tutturabilir. Değilse farkındasızlığıyla sorup arayanı olmayan bir unutulmuşluktan kurtulamaz. O yüzden elinizde tuttuğunuz bu kitabı okumaya giriştiğinizde bölüm sıralı çağrışımları ara ara sizi düşündürürken, belki değinileri tepkinizi de çekece. Ama, her iki sunumda da yalın söylemli, içtenliği öne alan yakınlığı, eğriye eğri doğruya doğru diyen özeni ve su gibi akan bir anlatımın dilini kullanmayı amaçlayan kurgu sizi terk etmeyecek. Rahat olun, bacağınızı uzatın, arkanıza bir yastık koyun ve yudumlayacağınız bir fincan kahveyi de unutmadan okumaya koyulun. Yolunuz ve yolculuğunuz, uğurunuz olsun. ...
3 Kasım 2002’de gerçekleşen genel seçimde iktidarı ele alan Ak Parti ve onun Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu tarihten başlayarak, Cumhurbaşkanı olduğu 10 Ağustos 2014 gününe dek geçen 12 yıllık sürede verilen hizmetler ve bu hizmetleri yok sayan bir yapılanma karşısında katlanılan acı ve çekilen çilelerin hikayesi vardır bu kitapta.
Türk siyasi tarihinde hiçbir dönem bu denli çetin geçmemiştir. Çünkü, ara ara devletin içi boşaltılmak istenmiş, kurulan tuzakların biri bitmeden diğeri başlatılmıştır. Haksız, arsız ve sınırsız iftiralarla yetinilmemiş, eleştiriler bozuk ağızlı küfür etmelere dek vardırılarak kullanılan dil, o dili kullananların yüz karası olmuştur.
Denebilir ki yapılanların binde biri ya da estirilen tehditler sağanağının hak hukuk tanımayan uğrağı, en sağlam dalgakıranlara çarpsa onu bile yerle bir edecek denli uğursuz ve de insafsızdır.
Kabaran bu dalgaların iktidara çarpan debisine bakıp “İşte bu kez iş bitmiştir” denildiğinde bile, kendine güveni olan dik duruş azmini yitirmemiş, üstelik her badirenin ardından başarılar silsilesini yeniden var etmede bir gecikme yaşanmamıştır.
Her alt üst oluşa karşı verilen mücadeledeki zorlu süreçler, bu mücadeleyi verenler kadar derinden duyulup yaşanılmasa da, yüreğimizde çoğalan takdir duygularımızı susturmak gibi bir duyarsızlık içine de girilememiştir.
Bu yüzden, bilinmesi, anlaşılması ve unutulmaması adına kayda geçenler, dileriz ki siyaset yapma sorumluluğunu yüklenenlerin geleceğine ışık tutup, önlerini görmelerine yardımcı olur.