Büyüyünce Milletvekili Olacağım, aslında bir temenni. Çoğu kişinin gönlünde yatan “yönetme” arzusunun bir tezahürü. Türkiye’nin 550 “seçilmiş adamı”ndan biri olmak, tabii ki gurur verici. Ancak bu temenni, aynı zamanda bir farkındalık aracı. Bu durumun yanı sıra milletvekillerine sağlanan avantajlar, hepimizin dikkatini çekiyor. Parti genel merkezlerinden alınan onaylar, büyük bir oranda milletvekilliği için yeterli oluyor. Geriye partinizin “barajları” aşması kalıyor. Milletvekili olmanız için “seçim” dışında büyük bir sınava girmeniz gerekmiyor. Belki bir temayül yoklaması ve önseçim… Devlet kapısında memur olmak için ise türlü türlü sınava girmek zorundasınız. Ne zaman “lehimize” bir düzenleme görsek, arkasından mutlaka milletvekillerinin yaşama şartlarını da düzenleyen bir “ek”le karşılaşıyoruz. Her şeye rağmen “Geçinemiyoruz” diyen milletvekillerimiz var. Saygı duyulmalı. Ancak milletvekilleri geçinemiyorsa, çoğunluktaki alt ve orta gelirli kesimi ne yapsın? Büyüyünce Milletvekili Olacağım, zaman zaman dile getirilen seçmen-seçilen çelişkisini işleme gayretinde olan bir kitap. Fakat bununla da kalmıyor. Güncel siyasete ve gazeteciliğe ilişkin yorumlar, sevgi-gönül birlikteliği de Büyüyünce Milletvekili Olacağım’da.
Yaşamayanın bilemeyeceği, yaşayanların ise ortak noktada buluşacağı günlerin özetidir.
Vatan sevgisi ile aile hasreti karışır birbirine.
Askerliğini yapan herkesin mutlaka “askerlik” anısı vardır.
Kışlada belirli bir süre görevini yerine getirenler ya büyük kahramanlıklar göstermiştir, ya da komutanlara meydan okumuştur. Hatta yaygın bir espri ile helikopterden helikoptere atlarken şarjör değiştirenlere de rastlamışsınızdır.
Mavi Nefte, “askerlik anısı” anlatmak üzere, askerlik sırasında gün gün kaleme alınmış bir kitap.
Mavi Nefte’de öyle büyük kahramanlık hikayeleri yok.
Mavi Nefte’de eğitimler, nöbetler, soğuk, sıcak, yardımlaşma, mutluluk, aile hasreti, memleket meseleleri var.