|
Bugün emek yoğunluğuna dayalı ulus ölçekli üretimden; denetleyici, belirleyici ve koruyucu özelliklerini kendinde toplamış devletin ekonomideki ağırlığından; katı, değişmez ve merkezi yönetim anlayışından; geneli kapsayan eğitim sisteminden; kamu yararının gözetildiği sosyal politikalardan uzaklaşmayı içeren bir küreselleşme süreci yaşanmaktadır. Bu süreci hızlı değişim, yoğun etkileşim, artan belirsizlik, geçicilik, işsizlik, eşitsizlik, bireysellik ve bencillik gibi kavramlar açıklayabilmektedir. Teknoloji ve bilimsel bilgide akıl almaz bir hızlı değişim gerçekleşmektedir. Hızlı değişim, belirsizlik ve geçiciliği beraberinde getirmektedir. Rekabete, kendini sürekli yenileme ve geliştirmeye dayalı bir üretim sisteminin yanı sıra kurallarını uluslararası şirketlerin belirlediği piyasa ekonomisi; işsizliği, yoksulluğu ve bunlara bağlı olarak eşitsizliği yaratmaktadır. Bireyselleşmenin ve rasyonelleşmenin yükselen değer oluşu ve sosyal ilişkilerin elektronik ortamlara yoğun bir şekilde taşınması, yabancılaşma ve yalnızlığı ortaya çıkarmaktadır. Makineye bağımlı modern kent yaşamı, fiziksel ve ruhsal sağlığı tehdit etmektedir. Yerel, bölgesel, küresel şiddet ve terör olayları, sosyal sorunlara “emniyet” ve “can güvenliği”ni eklemektedir. Kontrol altına alma ve kârı en üst noktaya çıkarma düşüncesi, ekolojik dengeyi bozarak sonu felaketlerle dolu gözüken küresel ısınmaya neden olmaktadır. Dolayısıyla, günümüz modern insanları, her biri kendi içinde bir risk faktörü olan olumsuzluklarla yüzleşmektedir. Bunlara bağlı olarak güvensizlik ve kaygı duymaktadır. Yaşamı üzerindeki kontrolü anbean kaybeden modern insan, ortaya çıkan durumlara güvensizlik ve kaygı şeklinde tepki vermektedir.
|