|
Eski konakların yıpranmış, nemden yosun bağlamış, kırık dökük olan bahçe duvarlarına yaslanıp sanki "Sır dolu geçmişi" seyre dalarım. Kararmış ahşap kapılarının, işlemeleri artık seçilemeyen paslı kapı tokmağının ve kafes cumbalarının ardına sığınmış flu pencerelerinin sıkı sıkıya kapalı olduğu bu yaşlı ama mağrur binalara hüzünle bakarım. Oysa, konaklardaki yaşananlar şimdi artık tavanlardaki işlemelerde, duvarlardaki nişlerde, sırları dökülmüş aynalarda saklıdır.
Sevgili okurum, kitabımı okuyup bitirdiğinizde, siz de artık çok nadir rastladığımız bu eski konaklara hüzünle bakıp, kitabımdaki konak halkını özleyeceksiniz...
|