20.09.2024
Cinius Yayınları

Biz Kimiz? | SSS | Yazar Girişi | Cağaloğlu: (212) 528 3314 | Kadıköy: (216) 550 5078 | Ankara: (312) 439 7487 | İletişim | English ..

Cinius Yayınları > Katalog> Kitap Ayrıntı

Tüm Yayınlar
Çağdaş Türk Yazarları
Şiir Kitapları
Anı
Araştırma İnceleme
Tarih Bilim Felsefe
Ekonomi
Sağlık
Kişisel Gelişim
Sözlük
Yemek Kitapları
Deneme
Gezi Kitapları
Mizah ve Eğlence
Din ve Teoloji
Eğitim / Dil



Günahkar ve Melek
Ercan Doğan
Cinius Yayınları / Çağdaş Türk Yazarları

Bazılarımız böyleydik bu şehirde. Pişmanlıklarla dolu aklımızla yorgun argın odamıza döner, hiç utanmadan resimlere bakar, filmler izler ve sabırsızca günahlar işlerdik. Asıl aşkı nasıl buluruz, bu bedeni nasıl fark ettiririz diye, kendi kendimizi de yer bitirirdik.



Ve beni eğlendireceğini düşündüğüm bu yerde, şaşalı ışıkların, insan cıvıltılarının, insanın oynamak için utangaçlığını yenebileceği türden ritmik müziklerin, o kedersiz eğlencelerin şimdi çok daha uzağındaydım. Gördüğüm resim hayal ettiğim resme hiç benzemiyordu, hayalim her tarafından büyük eksiklere bulaşmıştı.


Bu cihaz beni boşuna etkİlememİş gİbİsİnden bir uğultu esiyordu. Mekanik bir ses insan cümlelerini kullanıyordu, anlattıkları ise kanlı bir hikâye türündendi. İki elin nasıl parçalandığından söz ediyor, kan revan içinde kemik parçalarının tavana fırlatıldığını, çığlıkların ne denli kulak tırmaladığını yüzsüzce anlatıyordu... Gözaltı kapaklarında ışıldayan yaşları bana eski dokunaklılığımı, acıma hissimi geri vermişti. Onun ezik halini seyredince nihayet fark etmiştim, bir canlının bana kısa ve acıklı hikâyesini iç çekişerek anlattığını.



Düşünen türün aldatıcı varlığından sıyrılmak için kendime yalan söylüyor, küçük rüyamın büyük rüyamı baltalamaya çalıştığını savunuyorum. Küçük rüyamın beni insan içine çekmeye çalıştığını ve bu olursa büyük bir kıyıma uğrayacağımı anlatıyorum. Sonra asıl rüyam galip çıkıyor.



Bir adım ötemizde giden birine, bu senin mi diye sormayız. Çünkü aslında bir adım öteden giden bizizdir. Ve sorulduğunda bize, belki evet deriz korkusuyla sormaya yanaşmayız.



Bu öyle bir şey ki, okul günlerimdeki boş ve cahil kafalılığımı aratıyor hep bana. Dünyanın sadece güneşi görmemiz için döndüğünü düşündüğüm yılları.


BASKISI YOK



Sayfa: 160
Hamur: 2. hamur
ISBN: 978-605-0068-08-5
Boyut: 12,5x19,5 cm
Baskı Tarihi: Nisan 2008
Özgün Dili: Türkçe


Kitabın İçinden
Günahlarımın korkusu paslı bir iğne gibi etime saplanmıştı.
İğne mi yoksa pası mı beni öldürür fikri, sadece daha neşeli bir güne varmak için masamın üstüne koyduğum
iğrenç bir espriydi. Gerçekler ve karıştığım onca hafıza kaydı, bu odanın her köşesinde beni gösteriyorlardı birbirlerine ve bu şehre geldiğim ilk günle şimdiki halimi kıyaslıyorlardı.
Odamdan hiç çıkmamalıyım. Bu odayı sorgusuz sevmiştim, beni koruyor kolluyordu. Tek korkum; saklandığım
bu odadan çıktığım vakit, yine yalan, entrika, hile ve şiddetin kol gezdiğini, hatta yaşam biçimi halini aldığını görecek ve insanlığın yerin bin misli dibine gireceği
kaygısını yaşayacak olmamdır. Yine de çıkıp özgürce ve sorumsuzca gezinmem yakındı, belki gözlerim kapalı, belki yüreğim vurdumduymaz şekilde.
Kendimi tanımıştım artık. Ya insanlara, ‘Evet gerçek hayatı yaşayan sizlersiniz, olması gereken yaşam biçimi sizin yaşadığınızdır,’ diye haykıracaktım, ya da, ‘Buna siz sebep oldunuz, beni kendimden, kendinizden kaçıran sizin tavırlarınızdır,’ deyip, insan içine çıkma çekingenliğimin
buhran dolu bahanelerini, kıskançlık motifli namelerini inleyecektim. Ben, ya tastamam haklıydım diyorum, ya da şu bana özgü, sadece bende rastlanan hastalığın etkisindeydim diye belirsizlikler yaşadığımı düşünüyorum. İnsanlar zararlı varlıklardır, zarardan öte anlamsızlardır.
Küçük bir odada sıkışma nedenlerini sorguluyorum. Neden üzdüler, niçin kırdılar beni diye her defasında duvarlara soruyorum. İsteksizce de eskiyi hatırlıyorum, Dünya’yı terk ettiğim günü.



Tel: (212) 528 3314 | (532) 741 4148 | (216) 550 5078


© 2006-2012

Facebook Sayfamıza Üye Olmak İçin Tıklayın