Orada bulunan herkes nihayetinde koşan atların kazanması için ter döküyordu. Atlar koşarken sanki onlar da koşuyor, arkalarından avazları çıktığı kadar hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı. Hiçbir şeyden habersiz atlarsa habire koşuyordu. İçlerinden biri koşmak istediği için değil de sanki insanlardan ürktüğü için dörtnala koşuyor gibiydi. Bıraksalar o hızla diğer uca gider, oradan da belki sınır ötesine bile geçerdi…