“Rezzan dağ evinden uzun, bembeyaz geceliği ile çıktı. Yalın ayaktı. Etraf karanlık, olabildiğince sessizdi. Kimseler yoktu. Rezzan tedirgindi. Yerdeki kurumuş yaprakların çıkardığı çıtırtıların eşliğinde yavaş yavaş bahçeye doğru yürüyordu. Arada dönüp yatak odasına bakıyordu ışık var mı diye. Işıkların kapalı olduğunu her görüşünde rahatlıyordu ama birkaç saniye sürüyordu bu rahatlama. Bahçede önceden kazılıp kapatıldığı belli olan yere gelip dizlerinin üzerine çöktü. Elleriyle toprağı kazmaya başladı.”
Kabuslarının sebebi yanı başındaydı ama bunu fark etmesi çok uzun zaman alacaktı.