|
“Yüreğim çok dolu. Onu bir an bile düşünmeden edemiyorum. Her yerde onun fotoğrafı önüme geliyor. Beyoğlu bana onu resmediyor, İnsanlar Beyoğlu’na geldikleri zaman içlerini neşe ve sevinç kaplar, ben neşe ve sevincin yanında bir de hüzne boğuluyorum. ‘Ya bir gün gidip benden uzaklaşırsa? Ellerim bomboş, çaresiz bir şekilde Beyoğlu sokaklarında yalnız başıma onsuz kalırsam?’ Bunları hayal etmesi bile aklımı kaçırmama yeterken tamamen yanımdan uzaklaşmasına nasıl dayanabilirim? Sonu belli olmayan bir yolda ilerliyorum. Bir tarafımda ona bakınca içimde güzellikler açan bahar, diğer yanımda benden gidecek korkusunun verdiği hüzün; en çok acıtacak şey de sessizce gitmesi olacak. Bir yolu olmalı, hep yanımda kalıp bana gülümsemesinin bir yolu olmalı. Hayat çok garip ve çalkantılarla dolu, bu çalkantılı yaşamda zorluklara göğüs gerip tüm saflığımla hiçbir kötülük düşünmeden sevmeye hazırım. Gözlerimiz birbirimize sevgi ve hoşgörüyle bakıyordu. Gitmesin yanımdan, bir gün bile ayrılmasın Onun sevgisine sıcaklığına ihtiyacım var. Birbirimiz için yaratılmışız, aynı şeylere gülüp aynı şeylere üzülüyoruz, ruh uyumunu ve aşkı yalnız onda gördüm. Benim gözümde, hayal dünyamda Beyoğlu onunla canlanıyor, onunla hayat buluyor. Bu hayat veren çiçeğin yanımdan gidip solmasına tahammülüm yok”
|