Çocukken etrafımda gördüğüm çoğu şeyi sorgulayıp, sebebini merak edip, büyüklerimi soru yağmuruna tutardım. Büyüdükçe, günlük koşuşturmacalarım, arkadaş gruplarıma bağlılık ve uyum için onları taklit ettikçe görüşüm daraldı; ruhumun oyun alanına başkalarının sınırları çizildi. Sınırları aşmak için çabaladığım üniversite öğrenimimin son yıllarında, gelecek hayallerimi temsil eden yemyeşil filizin, daha çiçeğini açamadan gövdesinden kopup gittiğini hissettiğim anda kaskatı kesildim. Bardağın dolu tarafından bakınca, bu durumun bana kısa süreli bir özgürlük getirdiğini fark ettim: Filizim, rüzgarla bir olup Latin Amerika’ya uçtu. İşte bu kitabın içinde okuyacaklarınız da Türkiye’den aldığı rüzgarla Latin Amerika’ya uçan kırılmış bir filizin, sekiz ay içinde, kimi zaman çiçek bahçelerinde, kimi zaman da çölde geçen anılarından oluşuyor.