İnsanların ihtiyaçları sınırsızdır. Ama buna karşılık bu ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olan kaynaklar ise sınırlıdır. Zaten aslında tüm hikaye de burada başlamaktadır. Acaba sınırsız ihtiyaçlarımızı sınırlı kaynaklarla nasıl karşılarız? Mesela emek yani işgücü nasıl tam olarak istihdam edilir? İstikrar içerisinde ekonomik büyüme süreci nasıl işlenir? Çünkü her bir ekonomik karar biriminin amacı bu sorulara cevap bularak iktisadi süreçlerin sonucunda faydasını en üst düzeye çıkarmaktır. Politikaların izlenmesi adına ortaya çıkan en önemli yapılardan bir tanesi Merkez Bankalarıdır. Geniş bir yelpazede İktisat Teorisi içerisinde Parasal İktisat alt başlığının bir kolu olarak düşünülebileceğimiz “Merkez Bankacılığı” para teorisi ve politikasından da ayrı düşünülemez bir alandır. Ancak hem gündelik yaşantımızda hem de iktisadi karar alma süreçlerinde en önemli ve en etkili kurumlardan bir tanesi olan Merkez Bankalarının varlıkları bilinmesine rağmen makro iktisadi politika süreçlerinde rolleri ve üstlendiği görevleri tam olarak toplumun önemli bir kesimi tarafından bilinmemektedir. Bu düşünceden hareketle Merkez Bankalarının çalışma prensiplerinin; para teorisi ve politikası tabanından kopmadan ayrıca dünya ve ülkemizden uygulama örnekleri vererek anlaşılması adına bu kitabı yazdım. Merkez Bankacılığına göz atarak başlayan kitapta enflasyon olgusu, para teorisi ve para politikası anlatılmakta ilerisinde dünya ve ülkemizden para politikası uygulamaları ve bunların ekonomik yaşam üzerinde oluşturduğu etkiler hakkında bilgi verilmektedir.