Öyle bir yerdeyim ki… “Fizikten anlamaz,” dedikleri Einstein gibi tüm önyargıları ezdiğim bir yoldayım. Uçağı kaçırma olasılığı olan ya da uçurumdan düşmek üzereyken tek elinin parmaklarıyla sıkıca kavradığı ama direnişinin her an kayayı azat etmesi ihtimali olan biri gibi başlangıç çizgisinde işaret verilmesini bekliyorum. Hayatımın normal seyrinde böylesine heyecanlar yaşamamış olmam mı beni buna bağlıyordu bilmiyorum. Bu aşk gibi bir şey. Hislerim, sanki yabancı bir ülkenin daha önce hiç tatmadığım yemeği gibi damağımda ve tüm hücrelerimde geziniyor. Baştan başlamıyordum. Çünkü baştan başlanmaz. Farklı bir noktadan devam edilir. Baştan başlarsan şayet, o baştaki sen ile bu baştaki sen bir olmaz. Hayatım sıradan başlamamıştı ve sıradan bir şekilde ölmeyi hiç mi hiç istemiyorum. Her başlangıcın bir sonu olduğu gibi her bitişin de başlangıcı olacağını biliyorum. Şimdi yine öyle bir yerdeyim ki… Bu bir başlangıç ve aynı zamanda bir bitiş. Bu, bir sonrakinin başlangıcı…