|
Okuduğu bir romanda hikâyenin kahramanının yüksek zekâsı tarif edilirken “Kafasında kırk tilki dolaştırır, kırkının da kuyruğu birbirine değmez” tamlaması kullanılmıştı. Bu ifade çok hoşuna gitmişti ve bu duruşu kendine ilke edinmişti, zira o da kendi zekâsına çok güveniyordu. Ayşe henüz on üç yaşında rotasını çizmişti; artık çok okuyacak, iyi eğitim alacak ve güçlü olacaktı. Kimseye taviz vermeyecekti. Önüne çıkan engelleri bertaraf edecek, kimseye acımayacaktı. Artık her adımında, kırk tilki ve kuyruklarını aklından çıkarmayacaktı.
|