TAVANA ASILI ÜÇ PİRANA muamma bir zindanda külfet fırçaları fakir mağranın yüz lokma bardakları oysa bu adam gani denizinde karabataktı hayır anne hayır ben hala aynıyım bir gün şu çatıdan atalım kendimizi yemek yerine önüme bir kaşık koydular / sade bir kaşık korunağım da yoktu yanmış bülbülleri ıslatsaydım alçaktan uçsaydım bana köpekler saldırırdı kırmızı ıstakozlar vardı yumuşak yastığımda saçlarını kül kokusu saran kadınların aşık olduğu biri tavanıma üç adet pirana balığı astı solucanım da yoktu zehirli balıklara uzatsaydım ısırılmayan tek iki parmağım kaldı / tek iki parmağım baş ve işaretle yazdım bunları
sordular: nedir bu ellerini nasır bağlamış ellerimi kayaya sürdüm deniz bana lazımdı ve aşınmış yüzük parmağımda afrodit halhalı şimdi hangi taş ustası yıkabilir bu duvarı