|
“Piyasayı Sallayan Adam” adında bir roman yazmayı düşleyen ve pek çok başarısız aşk girişimi olan, İstanbul’un “Deryadeniz” isimli yerel bir gazetesinin muhabiri Bedir, esas işi müteahhitlik olan gazete patronu Korhan İşçeker ve onun İşçeker Evleri Projesi, Bedir’in dostu Zeynel ve kendi gibi üniversite mezunu işsizleri borçlandıran Genel Sağlık Sigortası’na karşı bir örgüt kurmaya çalışan oğlu Halil, “Sahi biz Kore’ye neden gitmiştik kuzum?” diyen bir Kore Gazisi, uzmanların beklediği İstanbul depremi, kentsel dönüşüm cinayetleri ve daha da fazlası bu romanda. “Gittikçe sıkıcılaşan hayata rağmen hayal kurmaya devam ediyordu. Çünkü hayalle yaşayanlara küfür edip aşağılayanlara inat, insan, âlemde hayal ettiği müddetçe yaşardı. ‘Piyasayı Sallayan Adam’ kitap projesini de ihmal etmiyor, durmadan düşünüyordu. ‘Kitapsızlarla Mücadele Cemiyeti’nin ilk çalışması da olabilirdi bu... Güzel, anlamlı şeyleri yüreği hassas, iyi insanlara bir gün anlatabilmenin hayali yine de güzeldi. Onun yazamadığı bu kitabı belki bir gün biri yazacaktı belki de şimdi yazıyordu kim bilir? Hiç olmadı, bir romana kahraman olacaktı, bu da az şey değildi. Onu kahraman seçecek yazarın vay halineydi Yazdıklarını, zalim yayınevlerinin ve editörlerin insafına bırakıp kitaplaşmasını beklemek acınacak bir hâl değil miydi? Anlatmak istediklerini yazdığın kâğıtları tıpalı bir şişenin içine doldurup denize bırakmak ve o şişenin, yüreği hassas insanlarca bulunup okunmasını beklemek. Evet, kitap yazmak tam olarak buydu. Hem ilgili ve yüreği hassas okuyucuyu bulabilecek miydi yazar? Tut ki buldu, akıllı telefonlarla rekabet edip okutabilecek miydi yazdıklarını?” “Piyasayı Sallayan Adam” romanı, hem hızlı değişen gündemin, izleyenleri karamsarlığa-bunalıma iten yanını hem de toplumsal ve aile içi iletişimimizdeki sıkıntılarımızı ortaya koyup güzel bir değişimi başlatmak adına samimi bir girişim, bir isyan manifestosu.
|