Bütün canlılar yaratılışları ve doğaları gereği en azından temel ihtiyaçlarını karşılamak için çabalar, uğraşır ve mücadele ederler. Bu işlev bir gezegende bir gök cisminde vb. yaşamsal alanlarda olur. Bu yapı olduğu gibi canlıları ve cansızları barındıran bütün paralel evrenler için de geçerlidir. Paralel evrenlerde içlerindeki canlılar gibi sınır çizgileri boyunca gittikçe genişleme ve büyüme ve de daralma ve küçülme yapısı gösterirler. Burada bir bilgisayar simülasyonu gibi yapı vardır ayrıca gök cisimleri ile paralel evrenler bu anlamda birbirlerini tamamlarlar. Bir anlamda paralel evrenler ayna, içindekiler de barındırdıklarıdır. Bütün paralel evrenler Ana Evren bazlı değerlendirilecek olursa, aralarında birbirlerini tamamlama anlamında göreceli olarak bir denge vardır. Kontrol görevini Ana Evren yapar ancak paralel evrenler ve kendisi dışındaki kavram dışı bölge anlamında değerlendirme yapabilmek için daha fazla bilgiye gereksinim vardır. Bunun için de çok hızlı uzay araçları, zamanda yolculuk, ışınlama, daha hassas teleskoplar vb. bilimsel oluşumların var olması gerekir. Bütün canlıların yaşamı ve cansız nesnelerin varlığı bir cümle ile özetlenebilir o da “Bilimsel çalışmaların var olması ve kıyamete kadar en azından bu yaşam zamanında varlığını sürdürmesi gerekliliği”dir. Öyle ki Ana Evren’e ulaştığımız anda çok geniş anlamda bir “bilimsel devrim” gerçekleştirilmiş olur. Sadece bunu gerçekleştiren ülke ya da ülkeler bazında değil bütün paralel evrenler bazında olur. Nasıl ki çocukların en azından büyüyünceye kadar kendilerini koruyuculara (anne ve baba gibi) ihtiyaçları varsa paralel evrenlerin de koruyucu ve kontrolcüsü Ana Evren’dir. Bu kavram henüz bilimsel anlamda ele alınıp incelenmiş bir konu değildir ancak paralel evrenler konulu çalışmalar vardır. Sadece teorik bazda olan bu yaklaşımlar bir gün gelecek bilimsellik ışığı altında incelenecektir. Bütün evrenler dışı bölge ise şu an bildiğimiz bütün kavramların ve yaklaşımların dışındadır ve sadece Allah’ın yaratmış olduğu canlıların kapasiteleri ile anlaşılması yeterli değildir. Bu mantıksal yaklaşımla kavram dışı bölgede “var” ve “yok” kavramları dışında başka oluşumların olması gerekliliği tahmin edilebilir. Bu durum da–çok çok erken de olsa– bilimsel gelişme ile bir başlangıç noktasına dahil edilebilir. En azından varlığı bilinen ancak her türlü yoruma açık bir oluşum olacağı tahmin edilebilir.