Tarihteki son imparatorluk olan Sovyetler Birliği’nin, tarihte bir ilke imza atarak ‘savaşsız’ yıkıldığı iddia edilmektedir. Peki bu ne denli doğrudur? İlerleme ile birlikte değişim de kaçınılmazdır. Savaş olgusunda görülen ilerleme, savaşın yapısı ve şeklinde değişimi beraberinde getirmiştir. 1. Dünya Savaşında ‘savaş’ tamamen cephede tezahür edip, asker-sivil ayrımı da kesin olarak yapılmıştır. 2. Dünya Savaşında ise ‘savaş’ın kavramında ve yapısında değişiklik olmuştur. Önceleri yalnızca cephede ve asker-sivil ayrımına dikkat edilerek varit olan savaş, artık cephe gerisinde ve yer yer sivil hayatın içinde hissedilmeye başlandı. 3. Dünya Savaşında (Soğuk Savaş) ise ‘savaş’ farklı bir hüviyete büründü. Bu savaş, tamamen cephe gerisine ve sivil hayatın merkezine taşınıp; asker-sivil ayrımını da ortadan kaldırdığı gibi asker ve sivil arasında görev değişimini de beraberinde getirdi. Ve bu savaş ekseriyette siviller tarafından ifa edildi. Peki Türkiye bu savaşa katıldı mı? Hangi aktörler bu savaşta görev aldı? Türkiye bu savaşın hangi cephesini meydana getiriyordu? Bu savaş bitti mi ve ülkemiz bu savaşın sonunda galip mi yoksa mağlup mu oldu?