|
“Mutluluk, varacağımız bir istasyon değil, bir yolculuk biçimidir” demiş Montesquieu.
Yaradılış itibariyle sevgilerin en kutsalıyla donatılan bir annenin sevgisi neyle ölçülebilir? Koruyucu ve himaye edici bir sevgiye sahip olan babanın himayesinde yaşamak kadar güven verici bir yer var mıdır? Dert ortağı, sırdaş, neşede ve kederde beraber ağlayıp, beraber gülen kardeşliğin yerini başka bir sevgi alabilir mi? Fakat bazen yine aynı bireyler sevgiyi hiç acımadan bencil duygularına alet ederek, bu kutsal kavramı nefrete, acıya dönüştürmektedirler. İşte bu noktada mutluluk varılacak bir istasyon değil, bir yolculuk biçimi olmaktadır…
|