Elveda Yarın uzun bir yolculuğun, büyük bir arayışın destansı hikayesi. Bir yandan geçmişten bağlarını koparmaya çalışan, gelecekte yeni bir hayat arayan genç bir adamın yolculuğunu anlatırken, bir yandan da insanın en soylu ve en soysuz duygularının etkileyici bir panoramasını sunuyor okuruna. Tek bir kahramanın izinden bize, yakın tarihimizin önemli olgularından biri olan Avrupa'ya göçü, tüm zorluklarıyla hayalleriyle ve çıplaklığıyla anlatıyor.
Romanın kurgusunu ilmikli çizgi yöntemiyle gerçekleştiren yazarın dikkat çeken yanı, bu yöntemin içine paralel çizgi yöntemindeki düzenliliği aktarmış olması. Böylelikle başkahramanın Londra’daki bugünü ile Sivas’ın Deliilyas köyündeki “dün”üne yani çocukluğuna paralel geçişler yapalabiliyor. Londra döneminin anlatımındaki ürkeklik, güvensizlik, tutarsızlık, basitlik, köy ve çocukluk döneminin anlatımında o denli içtenliğe, farkındalığa duygusallığa, güvene ve bu güvenin yarattığı saygın bir kalemşörlüğe dönüşüyor, ek olarak, zaman ögesinin yok edilmesi sayesinde bu köy dönemi masalsı/destansı bir örtüye bürünüyor.
Elveda Yarın geriye dönüşü olmayan bir maceranın hikayesidir. Elveda Yarın geçmişimizden kopamayacağımızın etkileyici bir belgesidir.