|
Vatani görevini yapıp Filistin’deki birliğinden terhis olup diğer terhis olan arkadaşlarıyla birlikte öz vatanına döndü. Senelerdir hasret kaldığı topraklara adımını atar atmaz yere eğilip mübarek toprağa yüzünü sürerek öptü. “Hiç kimse sevdiklerinden hele de öz vatanından ayrı kalmasın. Ben döndüm geldim, ya dönmeyenler? Bir hiç uğruna Arabistan çöllerinde canını verenlere ne demeli?” Böyle karışık duygular içerisinde elindeki bavulunu el değiştirterek yorulan kolunu dinlendiriyordu, artık köy hudutları içerisindeydi lakin köy bir hayli uzaktaydı, hava sıcak mı sıcaktı. Haziran ayının son günleri yollar tenha mı tenhaydı, görünürde kimsecikler yoktu. Sessizliği bozan, kır çiçeklerinden bal toplayan arıların iniltileri ve Resul Çavuş’un ayağındaki asker postallarıydı.
|