|
“Gidelim,” diyordu kızı. Işıklı gözleri ferini, pembe dudakları rengini kaybetmişti. “Okulu bırakayım. Anneannemin yanına gidelim.” Annesinin ellerini öpüyordu, titrek avuçlarında. “Gözümün önünde yavaş yavaş yok oluşuna dayanamıyorum. Gidelim buradan anne, ne olursun gidelim. Okulu dondururum.” Omuzları çöktü, küçücük bedeni iyice küçüldü. Bakışları bulandı, gözlerine katarakt inse ancak bu kadar gri görürdü hayatı. Susturulmuş volkan ansızın patlayıvermişti. Sımsıkı sarıldılar birbirlerine, yüreklerine inen fırtınanın, şimşeklerle kucaklaşan mateminde yağdılar…
|