Yerel ve küresel ölçekte, toplumsal düzeyde yaşanan gelişmelere paralel olarak girişimci-piyasa ekonomisi üniversiteciliğinin ötesinde, sosyal alanı dikkate alan, toplumsal sorumluluk yaklaşımı ile kendini örgütleyen ve faaliyet yürüten, adına DÖRDÜNCÜ NESİL ÜNİVERSİTE (Sosyal Sorumluluk Üniversitesi) diyebileceğimiz yeni bir üniversite konsepti artan bir ihtiyaç olarak gelişmekte.

Katılımcı demokrasi, piyasa ekonomisi ve bireysel özgürlükleri esasa alan bir sosyal yapılanmaya dayalı 21. yüzyıl toplumsal sisteminin kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıkan Dördüncü Nesil Üniversite’nin üstlendiği işlevi yerine getirmesinde SOSYOPARK adını verdiğimiz yeni bir oluşumun büyük katkısı olacaktır. Üniversitenin, üniversite dışı ortamlarla ilişkisinde temel organlardan birisi olması beklenen SOSYOPARK; “Bir tüzel kişilik olarak veya bir tüzel kişilik altındaki bir ortamda, kamu kesimi (yerel-merkezi idare) birimleri, sivil toplum kuruluşları ile özel teşebbüs kuruluşlarının örgütlenme ve faaliyetlerine ilişkin ihtiyaç duydukları teorik ve pratik bilginin üretim, paylaşım ve kullanım süreçleri üzerine tasarlanmış bir teşebbüs” olarak tanımlanabilir. Bu hali ile ilgili diğer kurum ve kuruluşlar ortamlarında da ihdas olunabileceği görülen olan sosyopark, her hal ve durumda akademinin gözardı edilmediği bir yapı olarak ancak gündeme düşebilir.

Türkiye ve dünyada ilk olarak bu tanımlama dahilinde kitabın yazarı tarafından dile getirilen SOSYOPARK, sahip olacağı bilgi altyapısı, beceri ve yetkinliğinin ötesinde, ortaya çıkaracağı sinerji ile de (Ahilik kurumunun Osmanlı toplumsal sisteminde oluşturduğu etkiye benzer şekilde) Türkiye’nin dünyaya takdim ettiği bir marka olma istidadı taşımaktadır.