|
KADER zannederdim hayatın gizemini…
Yaşadıklarımı da SIR
Farklı ya da aynı yaşam şifreleriyle önceden kodlanarak…
Avucumuzun içindeki yaşam çizgilerimizle çizim çizim yazılıp çizilerek gökyüzündeki yıldızlar gibi yeryüzünün dört bir yanına serpilerek…
Doğuya, batıya, kuzeye, güneye ya da kuzeydoğuya, kuzeybatıya, güneydoğuya, güneybatıya, nereye gidersek gidelim başımızdaki dünya yuvarlak nasıl olsa...
Uzun yollar, kestirmeler, virajlar, pürüzlü, düz, sağa sola, yukarı aşağı, sağa sola kıvrılarak, yorulmadan, yorularak, savrularak, savrulmadan hızlı yavaş gidilen uzun, kısa, kesik, geniş, dar vakitlerle belirlenerek hesaplanmış bir hayat; bahşedilen…
Avuç avuç, adım adım, nefes nefes arşınlanarak gidilen, dil, din, renk, ülke ülke şekillenen yüreklerle, Eşsiz Bir Mimar’ın elinden çıkmış, özene bezene bir sunum…
Kırk yılı aşkın bir süredir kılı kırk yaran aklımın bu gizemli yollarına baş koyup, yüreğimin rehberliğinde, neredeyse nefesimi tutarak sessiz adımlarla yol aldım KADER denen hayatın esrarengiz menziline…
İnsanlarla tanıştım karakter karakter, duygu duygu, his his, nefes nefes nefeslerle nefeslendim. Bazen de nefessiz soluklarda öldüm öldüm dirildim. Tecrübe tecrübe akıllarla profesyonellerle profesyonelleştim. Çömez kayıplarla HİS’lendim. Profesyonelliğin çömezliğe özlemini, kibrini; çömezliğin profesyonelliğe imrenişini, kinini için için hissederek… Ya da zıddını; tevazu ya da kibir; maneviyat ya da maddiyatın gizini, hinliğini…
HİS HİS HİS’lendim; acıdım, acındım, acıttım, kızdım, kırdım, kırıldım… Kâh temizlendim yeniden doğmuşçasına sabırla, kâh kinle kirlenerek öldüm öldüm dirildim…
Tek Bir ÖZ’den, her şeyin bir zıddı olduğuna inanamadım. İnanamadığımda isyan ederek ÖZ’ümü kaybettim.
Ne kaybettikçe çoğaldım, ne çoğaldıkça kaybettim, ne çoğaldıkça çoğaldım, ne kaybettikçe kaybettim. Ne de çoğaldıkça kaybettiğim çoğaldı…
Dertlendim dem dem demlenerek demlendim; demlendikçe dinlendim, dinledim, dillendim, direndim, dilendim, delirdim, dağıldım. Sonunda, bıraktım
Pes ettim
|