|
"Tövbem, yıllanmış bir şarap tadı gibi, ismimi farklı şekilde telaffuz eden dudaklarının arasında. Kalbim ise bayramlık bir kurban sanki yanında, akşamın koyu ve karanlık anında. Ve senin olduğun her yer bayram aslında. Sesini dönüp dolaştırıp bir melodi gibi kulağımda gezdiren o rüzgar, nasıl üşüttüyse bedenimi, işte öyle zerk etti içimi ısıtan sesini. Bir İstanbul gecesiydi, ve adın bana bahşedilen en güzel isimlerden biriydi. İnsanlık savaşından sonra, şehrin ortasında umutsuzca bekleyen bir çocuğun sözleri kadar masumdu gözlerin. O yetiyordu bana. Sen İstanbul’a hayrandın, ben ise sana. "
|