|
“Aldım çayımı, geçtim masaya, açtım çantamı, çıkardım kitabı. Yaratan Rabbinin adıyla oku O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yarattı Oku Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediğini öğreten Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
Kapattım derhal kitabın kapağını, okuyamadım daha fazla. Durduramıyordum kalp atışımı, heyecandan dilim damağım kurumuştu. Şimdiye kadar varlığından neredeyse şüphe duyduğum Tanrı idi seslenen. Okumamı istiyordu. Okumalıydım ama neyi? Benden başlamalıydım okumaya, öncelikle kendimi okumalıydım.
Okumalıydım nefes almayı, okumalıydım nefes vermeyi, son nefesin verilişini, okumalıydım kendimi. Kimdim ben? Yaratılmış mıydım? Tesadüfen mi yaşıyordum? Etrafımdakiler benim için mi vardı? Ben mi onlar için vardım?”
Bu roman bedenin gözyaşı haline geldiği aşk yolunda sonuna kadar yürümek isteyenler için bir rehber, bir ışık olarak okuyucunun kalbinde yer tutacaktır...
|