Irak'taki yaşamının büyük bir bölümünü Saddam’ın yanında ona karşılaşacağı tehlikeleri öngörüp haber vermek için çalışarak geçiren bir medyum beklenmedik bir anda Yunanistan’da esir düşer. İki yıl boyunca atıldığı zindanda kimsenin hayal bile edemediği ağır işkencelere maruz kalır. Bu travmatik olayın ardından Saddam ile yolları ayrılır. Ve medyum Yunanistan’dan kaçıp Hollanda’ya sığınmacı olarak yerleşir.
Saddam’ın Medyumu bu olaydan sonra kendi hayatının ve Saddam'ın hayatının nasıl değiştiğini anlatırken diğer yandan Saddam’ın tüm sırlarını öğrenmek için medyumun peşine düşen Türk bir gazeteci kadının hikayesini izliyor. Ancak Saddam’ın ve medyumun dünyası ile tanıştıkça çok geçmeden mesleki profesyonelliğine rağmen karşı koyamadığı duyguları, korkuları ve endişeleri arasında kalıyor. Diğer yandan gitgide medyumun büyüsüne kapılan; ondan kaçmaya çalıştıkça ona her kaçışta bir adım daha yaklaştığının farkında değildir.
Avrupa'da yaşayan Türk yazar Berrin Kaplan çok konuşulan dört romanından sonra (Süreyya, Hakketmediğim Kadar Yalnızım, Çılgınlık ve Masum) beşinci romanında bu kez doğu ve batı kültürlerini ve değerlerini karşı karşıya getiriyor, karşılaştıryor, yeri geldiğinde çarpıştırıyor. An- cak bunu yaparken bir yandan da hiçbir kültürün egemenliğnde olmayan, hiçbir sınır tanımayan ve en imkansız yerlerde filizlenen en güçlü insani duyguları zerafetle işliyor.