|
Bu kitap; Akçalı'nın “politikanın içinde doğduğunun” ispatıdır. Geçmiş zamanın politik fotoğrafını öyle güzel çekmiştir ki, okumaya doyamayacak, tekrar tekrar okuyacaksınız. Sizi kitaptan küçük bir alıntıyla baş başa bırakıyorum. Adalet Partili bir vatandaşımız bizimle konuşurken, Süleyman Demirel için: “O bizim köydeki cip şoförlerine benziyor,” diyordu. Partilimiz bu sözleriyle Demirel’e hakaret etmek veya ona şoför demek istemiyordu. Demirel’in bir kusuruna işaret etmekteydi. Toros köylerinden pek çoğuna otomobille gidilmez, ancak ciplerle gidilebilirdi. Cip şoförleri öyle becerikli idi ki, yaya bile gidemeyeceğiniz yollardan geçer, taştan taşa seker, adeta sıçrayarak yol alırlardı. Bazı ciplerin frenleri bile bozuktu. Buna rağmen yokuşları çıkar, inişleri iner, sizi menzilinize ulaştırırdı. Fakat bu şoförler, asfalt yola indikleri zaman arabaları devirirlerdi. Partilimiz, cip şoförünün bu yönünü Demirel’e benzetmek istiyordu. Demirel de buhranları yönetmekte, güçlükleri aşmakta fevkalade mahirdi. Fakat işler yoluna girdiği zaman gidip bir engele çarpardı. Vatandaş, kendi partisinin liderine, bu kadar kibar ama şiddetli başka nasıl kızabilir? Akçalı, bu ve benzeri yaşanmış birçok siyasi hatırayı, ilk defa bu kitapla sizlere sunuyor. -Murat Akçalı
|