|
Her yerde aşkın hikayesini okursunuz, benzer yaşantılar benzer kelimelere yaslanır. Sözler taşımaz olunca meçhule sallanır edebiyat, yine aynı bilmezliğe sonlanır. Sonsuzluk inancı cahilliğine yazılırken aşıkların, keyfini çıkarmalı. Sevmem o yüzden hesaplı aşkları. Yalanını, dramını bile umarsızca yaşamalı. Orada geçen her dakika kuruntundan eksilen ödüldür, kurtuluşun bırakmanın cazibesiyle kırıştırır. Gerçekler kimin umurunda, aşklar hayatın çıkış kapılarıdır. Yazmaksa itirafı, yokluğunun avutmaz kalıntısı... Soysuzluk çağrısı çıkarmadan beni manalı halimden, ben de olabildiğince yazmak istiyorum. Geçmişimi, aşkımı belleğime sardım. Kilitli bir çekmecede örtüsü. Konuşmak değersizken kıymete biniyor yazılar, kağıtlar açılımı oluyor mahcupluğun. Şefkatle dokunuyorum kumaşın ana hatlarına, öyküler çırpıntılarla, parça parça yaş düşürüyorlar içimden. Bu gidiş geliş halleri vücut bulalı beri kısa sürer oldu diyaloglar, göğsümde sızlanıp duran bütün tamlamalar... En hakiki cümbüş zamanları elde tutamamanın hüznü oldu. Kaçırdığım havari sevdalar hala kanıyor, eski tartışmalar yeni gibi kulaklarımda. Bir tarih öncesinin bütün kaygılarını taşıyorum, yazımın da. Gençliğim avutmuyor kayıtsızlığı, dostların yüzü eskiyor, her şeyin... 'aşkım' senin bile... Uzaklaşmakta bir masal, hayat bir trajedinin konu arifesinde, bu sıcaklıkta bugün nefes alabilmek çok bile.
|